Sabahın ilk ışıklarında üsküdar-eminönü vapurunda buluyorum kendimi.
Vapurda martılara simit atmak kadar onu fotoğraflamakta bizim için önemlidir. bence bunun sebebi hayvanlardan uzak olan şehir hayatında yaşamamız.Aslında biz hayvanları seviyoruz ve onları incelemekten zevk alıyoruz . kim hoşlanmaz ki martıların vapurla yarışını,dalgalarla dans etmesini izlemeyi :)
Bu vapur yolculuğumda bu sefer martılardan daha çok insanlar dikkatimi çekti onlarca insan bir martının fotoğrafını çekmek için en uygun anı kolluyorlardı onları seyrederken aklıma bir fikir geldi :)
Eminönünden tramvaya binip Sultanahmet'e geçiyorum.
Arkadaşımı beklerken vapurda aklıma gelen fikri uygulamaya koyuluyorum.Evet okuyucularım bugün ki konseptimiz lale ve fotoğraf çeken insanlar. Ben bu fikri çok sevdim ki :)
Sultanahmet meydanına geldiğimde bizi Alman Çeşmesi karşılıyor.
(bu karede ben 3 tane fotoğrafçı saydım ya siz :))
Sultanahmet hatırasını da çekildikten sonra Dünyanın en büyük lale halısını görmek için birkaç adım atmamız yetiyor çok büyük olduğu için tüm dikkatleri üstüne toplamayı başarıyor :)
evet bunların hepsi tek tek özenle dikilmiş lale.Ne harika bir manzara öyle değil mi.
Her yıl nisan ayında İstanbulun çeşitli yerlerinde lale festivalleri oluyor bu yıl katıldığım bu festivalden gerçekten çok mutlu ayrıldım.
her yıl gelişerek yeni projelerin olmasını umuyorum bence biz gençlerden harika fikirler çıkacaktır fikrinizi belediyelerle paylaşırsanız uygulamaya geçtiğinde hem sizin hem de insanların mutluluğu olduğunu göreceksinizdir.
( 8 tane fotoğrafçı saydım ya siz foto:2 :)
Ayasofya lalelerle bir başka güzelsin.
Yolculuğumuza Gülhane parkıyla devam ediyoruz.
Bir tek lalelerden geçit eksik gül kadar olmaz belki ama keşke ayarlanabilsede lalelerin altından geçsekte girsek parka.
Bazen laleler dinlenmek ve plan yapmak içinde iyidir.Onlar durup soluklandılar ve rotalarını belirlediler.Şimdi kim bilir hangi çiçeğin yanında soluklanıyorlar.
Fotoğraf çekilirken mutlu olanlar kadar çekenlerde mutlu olurlar lakin biz fotoğrafçılar zaman zaman kendimizi başkalarını çekmeye kaptırır benim gibi lalelerle fotoğraf çekilmeden döner eve.
Tabi tekseniz de görçek yapabilirsiniz :)
Eminönü Yeni Cami'nin arkasında Türkiye İş Bankası Müzesi karşısında ki dönerci de tombik ekmek arası tavuk döner yiyebilirsiniz.4 TL bir fiyatı vardı..Üst katını mutlaka görmelisiniz görünce mutlakamı anlayacaksınızdır.
Son olarakta yeni camide namaz kılıp eve döndüm.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir istek ve önerilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.Yeni yerler,şehirler,ülkeler keşiflerimi merak ediyorsanız yorumlarınızla destek olabilirsiniz.
Sizin için hazırladığım videomu da youtube kanalımda bulabilirsiniz :)
Bir daha ki yazımda görüşmek üzere Sağlıcakla kalın.
İstanbul her köşesi ayrı güzel olan, taşıyla,toprağıyla,tarihiyle ve maneviyatıyla insanı büyüleyen bir şehir. Neredeyse her köşede 3-5 kişinin resim çekmesini görmek şaşırtmıyor aslında insanı. Çünkü insanoğlu güzel olanı saklamak istiyor. Kendi bakış açısını paylaşmak istiyor sevdikleriyle. Zaten fotoğrafçılık birazda bu değil mi? -Birde benim gözümden bakın Istanbul'a! Güzel konuya değinmişsin ve söylemeden geçmeyeyim güzel fotoğrafçısın vesselam. Yeni keşiflerini bekliyoruz, sevgiler ��
YanıtlaSilyorumun için cani gönülden teşekkür ederim. Yazdıklarımın ve çektiğim fotoğrafların birilerine ulaşmasi beni hem hedefime bir adim daha yaklastirdi hemde yazma konusunda heveslendirdi.O zaman bir takipçi kazanmış varsayiyorum ve sirada ki yaziyi sana armağan ediyorum, sevgiler ♡
YanıtlaSil